İpek Yolu’nun Anadolu’daki son duraklarından biri olan Bursa, tarih boyunca ipekçilikle özdeşleşmiş bir şehir olarak öne çıkar. “İpek” ve “ipekçilik” kelimeleri, yüzyıllar boyunca Bursa’nın yeşilini, estetiğini ve zarafetini dünyanın dört bir yanına taşıyan değerler olmuştur. İpekçiliğin ilk aşaması olan ipek böcekçiliğinin tarihi çok eski dönemlere uzanır. Bizans’ın son dönemlerinde Bursa, ipek ve ipek böcekçiliğinin merkezi konumuna gelmiştir. Osmanlıların Bursa’yı fethetmesiyle birlikte, özellikle Orhan Bey döneminden itibaren şehir, ipek üretiminin başlıca merkezi haline gelmiştir. 14. ve 15. yüzyıllarda ise Bursa ipeği, Osmanlı ekonomisinin en güçlü dayanaklarından biri olmuştur. 1860 yılına gelindiğinde Bursa’da 37 ipek çekim fabrikası ve 5.000 civarında ipek dokuma tezgâhı bulunuyordu. 1888 yılında Fransızlar, Bursa’da dut ağacı fidanı ve ipekböceği yumurtası üretmek amacıyla İpek Böceği Araştırma Enstitüsü’nü kurdu. Bu enstitü, şehir içinde 30 dönümlük dut fidanlığına ve 20 dönüm üzerinde araştırma ve üretim tesislerine sahipti.
Günümüzde Bursa ipeği, Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin girişimiyle coğrafi işaret tescili almıştır. Üretimi Muradiye İpek Fabrikası’nda gerçekleştirilmekte; nihai ürün ise Umurbey İpek Üretim ve Tasarım Merkezi’nde hazırlanarak satışa sunulmaktadır. Bursa ipeği, özellikle ipekçiliğin kalbi sayılan Koza Han başta olmak üzere şehrin çeşitli noktalarında ziyaretçilere sunulmaktadır.