

İsmini, Bursa’nın Muradiye Mahallesi’nden alan bu çorba geleneksel Bursa mutfağının önemli ve özel lezzetlerindendir.
Bursa Osmangazi ilçesiyle özdeşleşen Muradiye Çorbası, adını II. Murat’ın yaptırdığı Muradiye Külliyesi ve çevresindeki Osmanlı mutfağından alır. 15. yüzyılda Bursa, payitahtın İstanbul’a taşınmasına rağmen hâlâ padişahların ve hanedan mensuplarının önemli ikamet yerlerinden biriydi. II. Murat’ın 1425–1426 yıllarında yaptırdığı Muradiye Külliyesi yalnızca bir cami ve medreseden değil, aynı zamanda imaret (aşevi) ve misafirhanelerden de oluşuyordu. Bu imaretlerde halka, talebelere ve yoksullara ücretsiz yemekler dağıtılırdı.
Muradiye Çorbası’nın doğuşu imaret geleneğine dayanır. Çorba; bol sebzeli, nohutlu, et suyu ve bazen terbiyeli olarak hazırlanır hem besleyici hem de büyük kazanlarda kolayca pişirilebilecek bir yemek olduğu için tercih edilirdi. Rivayete göre çorbanın içine katılan malzemeler mevsime göre değişiklik gösterir. Fakat sebze çeşitliliği mutlaka sağlanırdı. Böylece tek kaseyle hem enerji hem de doyuruculuk elde edilirdi.
Muradiye Çorbası, zamanla Bursa halkının sofralarına da taşındı ve günümüzde kullanılan reçetesine ulaştı.

